<<Geri

Kağıt Üretimi

Kağıt, bitkisel selülozun mekanik veya kimyasal yollarla liflendirilmesiyle veya atık
kağıtların ve paçavraların yeniden liflendirilmesi ile elde edilen hamurlardan üretilen,
üzerine baskı yapmaya elverişli tabakadır.Kartonu çok katlandırılmış kağıt olarak da
özetleyebiliriz. Çünkü, gerek kağıdın gerekse kartonun üretiminde kullanılacak
hamurun yapımı fiziksel olarak farklı değildir. Üretimde kullanılacak hamurun
kalitesine ve katkı maddelerine göre kağıt veya kartonun kalitesi değişir. Üretimin
kağıt veya karton olarak yapılmasındaki seçim ise kağıt makinelerinin fiziksel
yapısına bağlıdır. Şüphesiz "kağıt" olarak nitelendirdiğimiz ürünle, "karton" olarak
nitelendirdiğimiz ürün arasında en belirgin fiziksel fark; gr/m2 olarak belirlenen
farkıdır.

Kağıdın Tarihçesi Kağıt ilk kez, o zamanlar yüksek bir kültür seviyesine erişmiş olan
Çin'de yapılmıştır. Kağıttan önce Çin'de yazı taşıma aracı olarak taş, toprak, metal
levhalar, tahtalar, bambu çubukları ve ipek bez kullanılmıştır. Kağıt Tsai Lun adında
bir saray memuru tarafından M.S. 105 senesinde yapılmıştır. Ham madde olarak dut
ağacı kabuğunun lifleri, keten lifleri, paçavra ve balık ağı artıkları kullanılmıştır. Bu
maddeler uzun kaynatma, dibeklerde dövme işlemi sonunda lif hamuru haline
getirilir, bambudan yapılmış bir elekle bir miktar hamur alınır ve suyu süzüldükten
sonra keçeler üstüne serilip kurutulurdu. Bu şekilde elde edilen kağıtların yüzlerine
jelatin püskürtülür ve parlak taşlarla parlatılırdı. Bugün bile kağıt yapımında bu
temel esaslar aynıdır. Çinliler uzun yıllar kağıt yapımını sır olarak tutmuşlardır. Bu
yüzden kağıt yapımı Kore ve Japonya'ya ancak M.S. 7. yüzyılda geçebilmiş ve aynı
yüzyılda Türkistan'da da öğrenilmiştir.

8. yüzyılda Semerkant'ta ağaç kabuğu ve paçavradan kağıt yapılmış ve Semerkant
yüzyıllarca kağıt yapım merkezi olarak bilinmiştir. Kağıt yapımı Semerkant'tan
Bağdat'a oradan Mısır üzerinden Fas'a (1200 yıllarında) geçmiştir. 11. yy.da Mısır'da
pazarda satılan malların kağıda sarıldığı ve 12. yy.da mektup ve belge boylarının
standardize edildiği bilinmektedir. Kağıt Avrupa'ya Fas-ispanya veya Fas-Sicilya
üzerinden geçmiş olabilir. 12. yy.da İspanya'nın Valensia şehrinde ve 1276 yılında
İtalya'da kağıt yapıldığı bilinmektedir. Almanya'da kağıt ilk kez 1390 yılında
Nürnberg kentinde yapılmıştır. Türk Kağıt Sanayi Malazgirt savaşı ile Anadolu'ya
yerleşen Türklerin Kağıthaneler kurdukları bilinmektedir. Çünkü Urfa'nın Türkler
tarafından alınması ile başlayan 2.Haçlı seferinden (1147-1149) çok önce komşu
şehirlerde (Bağdat ve Şam) Kağıthaneler bulunmaktaydı. Ancak esas kâğıt yapım
fabrikası olarak nitelenen imalathane, İstanbul'un Kâğıthane köyünde kurulmuş,
l453 yılından III. Selim zamanına kadar aralıklı olarak işletilmişti. II. Beyazıt
zamanında Bursa'da, daha sonra Yalova ve Beykoz'da Kağıthaneler kurulmuştur.
1846 yılında özel teşebbüs tarafından İzmir Halkapınar'da kurulan kağıt fabrikası
buhar makinesiyle işliyor ve hammadde olarak paçavra kullanılıyordu. 1887 yılında
türlü kağıt yapımı için fabrika kurma imtiyazı alan Başmabeyenci Osman Bey
Beykoz'da Hamidiye Kağıt Fabrikasını kurdu. Bu fabrika Osmanlı İmparatorluğunun
müttefikleri tarafından savaş malzemesi üretildiği bahanesiyle 1915 yılında tahrip
edildi.
Cumhuriyet devrinde kâğıt mühendisi olan Mehmet Ali Kâğıtçı tarafından hazırlanan
etüt ve projeye göre ilk kâğıt ve karton fabrikasının temeli, 1934 yılında İzmit'te
atıldı ve ilk Türk kâğıdı 18 Nisan 1938 yılında yapıldı. 1955 yılında SEKA
İŞLETMELERİ adını aldı. Daha sonra SEKA tesislerine, Çaycuma selüloz, Aksu
(Giresun), Dalaman (Muğla), Balıkesir, Afyon, Antalya ile İzmir'in Çiğli kâğıt fabrikası
da eklendi.
•Kağıt Üretimi
Kağıdın sulu sistemle fabrikasyonu asırlardan beri değişmemiştir. Uygun şekilde
dövülmüş, konsantrasyonu ve miktarı belli olan bitkisel lif süspansiyonu bir elek
üzerinde düzgün şekilde dağıtılarak süzülür. Süspansiyon içindeki serbest su elek
arasından süzülerek geriye bir lif sayfası bırakır. Daha sonradan bir veya daha fazla


sayıda presten geçirilerek sayfanın arasındaki boşluktan ıslatma suyu alınır. Daha
sonra lifler tarafından tutulan su, kurutma ile uzaklaştırılır ve böylece liflerin temas
noktalarında oluşan doğal hidrojen bağları kağıda kendine has sağlamlığı ve özelliği
verir. 19. yüzyılın sonunda ladin, köknar gibi ibreli ağaç odunları ve daha sonraları
geniş yapraklı ağaçların odunları kağıt yapımında kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde buğday, arpa, çavdar, pirinç gibi tahılların saplarından ve pamuktan elde
edilen lifsel maddeler de yoğun olarak kaliteli beyaz hamur üretiminde
kullanılmaktadır. Kağıt üretiminde kullanılan lifsel yapıya sahip odun veya tahıl
sapları mekanik, kimyasal ve yarı kimyasal yollarla, kağıt üretimine hazır hamur
haline getirilirler. Bitkisel liflerin kağıt yapımına hazır hale getirilmesi için dövme
işlemi yapılır. Dövmenin amacı bitkisel liflere istenen fiziksel özellikler vererek
istenilen özellikte kağıt elde etmektir. Yalnızca kimyasal ve yarı kimyasal yoldan elde
edilen hamurlar dövülebilir. Mekanik ve termomekanik hamurlar üretim sırasında
zaten slayterlerde veya diskli rafinörlerde dövmeye benzer bir etkiye uğramışlardır.
Dövme ile liflerin özel yüzeyi 4-6 kat artar, lifler incelir ve esneklik kazanır böylelikle
kağıt yapmaya daha uygun hale gelir. Lifsel maddelerin önemli bir kısmı, eski
kağıtların özelliklerine göre temizlenerek veya doğrudan lif süspansiyonu haline
getirilerek yeniden fabrikasyon zincirine sokulmasıyla elde edilir. Bu eski kağıtlar
ambalaj kağıtları, oluklu mukavva, eski kitaplar, broşürler, dergiler, gazeteler, kese
kağıtları, çimento torbalan, dosyalar, matbaa artıkları, istatistik kartları, yıllıklar,
kartonlar v.s olabilir.

Kağıt Makinesi başlıca 3 üniteden oluşur :
Elek bölümü :

Döküm kazanından çıkan ve % 98 i su olan kâğıt ayranı, elek üzerine dökülür. Metal
elek 3-8 m. eninde 20-30 m. uzunluğunda sürekli hareket halinde olan ve kâğıt
hamurunu üzerinde taşıyan bir elektir ve yatay olarak çalışır. Bir nevi yürüyen
banttır. Görevi, ayran kıvamındaki kâğıt maddesinin suyunu azaltıp, kalınlığını
ayarlayarak filigran merdanesinin bulunduğu basınç silindirlerine ulaştırmaktır.

b) Baskı bölümü :

Yaş bölümden, yani elekten keçe biçimi almış olan kâğıdı, silindirleri arasından
geçirir. Görevi, kâğıdın suyunu daha çok sıkmak ve kurutma bölümüne göndermektir.

c) Kurutma bölümü :

Birçok silindirden oluşur. Bu silindirler aralarından geçen kağıdın suyunu iyice sıkar.
Ayrıca kâğıttaki tutkal sıcak silindirler arasından geçerken erir ve kâğıdı tutkallar.
Kurutma bölümünü geçen kâğıt, parlatma silindirinde pürüzleri kaybedilerek hafif
parlar ve bobin sarma kısmına gelir. Yuvarlak bıçaklarla bobin enine göre kesilerek
sarılır. 18. yüzyıl sonunda Nicolas Louis Robert ilk kağıt makinesini bulmuş ve aynı
makine Fourdrinier kardeşler tarafından geliştirilmiştir. L.Robert'in gerçekleştirdiği
makinede süspansiyon sürekli dönen (sonsuz elek) bir elek üzerine dökülerek
kesintisiz kağıt üretimi sağlanmıştır. Daha önceleri Süspansiyon sabit elekler üzerine
dökülür ve yayılır, böylelikle süspansiyon içinde bulunan suyun akması beklenirdi.
Tabii ki bu yöntem uzun süre gerektirdiğinden üretim zor ve kısıtlıydı. Fourdrinier
kardeşlerin yaptığı araştırmalarla bu sistem daha da geliştirilmiş olup "sonsuz elek
makinesine" "Fourdrinier makinesi" denilmiştir. 10 - 170 gr/m2 gramajlar arasında
ideal kağıt üretimi yapılan bu makinelerde elek kısmı üzerinde fazla miktarda lif
süspansiyonu yaymak mümkün olmadığından yüksek gramajdaki karton üretimi için
"yuvarlak elekli" makineler veya yuvarlak elek-sonsuz elek beraber kullanılarak
üretim gerçekleştirilmiştir. Yuvarlak elekler üzerinde kağıt yapma düşüncesi sonsuz
elek makinesinin bulunmasından birkaç yıl sonraya rastlar. 1807 yılında Amerika'da
Charles Kinsey, 1809 yılında İngiltere'de John Dickinson tarafından iki patent
alınmıştır. İlk karton yapan yuvarlak elekli makine 1817 yılında Amerika'da
kurulmuştur. Ülkemizde kağıt ve karton üretimi sonsuz elek, yuvarlak elek ve sonsuz
elek-yuvarlak elek kombinasyonundaki tekniklerle yapılmaktadır. Yuvarlak elekli
makinelerde tekne içindeki süspansiyon yuvarlak eleğin döndürülmesi ile santrifüj
bir hareket kazanarak keçeye yayılır ve tutunur. Bu sırada süspansiyonda mevcut
suyun bir kısmı silindirik eleğin arasından tekneye akar. Keçenin altına tutunan ve
suyunun bir kısmını kaybeden süspansiyon birleştirme ve su süzme presleri
arasından geçerek kurutma partisine gider. Bu sistemde 1 ile 6 yuvarlak elek arka


arkaya sıralanarak her birinden gelen süspansiyon üst üste ve yaş durumdayken
birleşir ve kalın bir tabaka oluşumu sağlanmış olur.

Bu sistemin başka bir avantajı da değişik kalitedeki hamurların beraberliğinin
sağlanmasıdır. Bu sistemle, üretilen kartonun orta tabakalarında düşük kalitede, üst
veya alt yüzeyinde yüksek kalitede veya daha değişik kalitelerde hamur
kullanılmasına olanak sağlanarak uygun maliyetli karton üretilebilmiştir. Ambalaj
kartonlarının üretiminde en çok-kullanılan üretim formasyonu ise sonsuz elekyuvarlak
elek kombinasyonudur. Bu kombinasyonda genellikle yuvarlak eleklerde
kartonun orta veya alt taşıyıcı tabakalarını meydana getiren, orta veya alt taşıyıcı
tabaka ucuz ve düşük kalite hamurlardan birleştirilerek elde edilir. Sonsuz elekte ise
kaliteli hamur akışı sağlanarak yuvarlak elekten gelen hamurla birleştirilir.
Birleştirme preslerinde birbirine iyice tutunan tabaka lifleri kurutma partisine gider.
Karton üretiminde kullanılan bir başka şekil ise sarma yöntemidir. Bu üretim şeklinde
yuvarlak elek veya sonsuz elekten gelen safiha bir silindir üzerine gönderilerek üst
üste sarılan ıslak safiha istenilen kalınlığa erişinceye kadar silindir üzerine sarılır.
Daha sonra silindir boyunca kesilir ve bu şekilde elde edilen dikdörtgen şeklindeki
büyük tabaka preslendikten sonra sıcak hava akımlı bir tünelden geçirilerek
kurutulur. Üretim kesintili olarak yapılır, bir plaka bitirildikten sonra diğerinin
üretimine geçilir. Bu sistemde genellikle Karton gramaj üst sınırı aşıldığından bu
üretimi Mukavva üretimi olarak adlandırmak daha doğru olur.

Kağıt Üretiminde Kullanılan Yardımcı Maddeler

1) Dolgu maddeleri :

Sayfa oluşumundan önce kağıt hamuru içerisine süspansiyon halinde iken mineral
maddelerin katılması kağıt yapımının ilk günlerinden beri uygulanmaktadır.
Kullanılan kağıt çeşitleri arttıkça bazı kağıt cinslerinin yapımında dolgu maddesi
kullanımı kaçınılmaz olmuştur. Dolgu maddeleri çok ince tane yapılı, kağıdın opaklık,
beyazlık. yüzey düzgünlüğü, mürekkep emme yeteneği gibi özelliklerini iyileştiren
maddelerdir.

Dolgu maddelerinin yararları :

-Kağıdın opaklığını ve yumuşaklığını artırırlar.
-Ağartılmamış hamurlarda kağıdın beyazlığını artırırlar.
- Lifler arasındaki boşlukları doldurup düzgün yüzey oluşturarak kağıdı baskıya daha
uygun kılarlar.
-Mürekkebin daha iyi emilmesini sağlayarak baskı kalitesini artırırlar.
-Kağıdın eskime özelliğini azaltırlar. Özellikle CaC03 bileşiği ile yapılan kağıtlar
asırlarca dayanıklılığını kaybetmez. Dolgu maddelerinin sakıncaları : - Kağıdın,
kopma, patlama ve çift katlama dirençlerini azaltırlar.
-Dolgu maddeleri kağıdın yapıştırma derecesini azaltabilir. - Dolgu maddelerinin
tutunması kağıdın her iki yüzünde de aynı olmadığından kağıt iki yüzünde de farklı
özellikler gösterir. - Süzülme sularındaki katı madde miktarını fazlalaştırdıkları için
hızlı makinelerde drenajı yavaşlatarak hızlı çalışmayı engellerler.
-Rijitideyi azaltırlar, tozlanmaya neden olabilirler. İdeal bir dolgu maddesinde olması
gereken özellikler; yüksek beyazlık, yüksek kırılma indisi, küçük tane çapı, kağıt
tarafından yüksek oranda tutunma, suda çözülmemesi veya az çözülmesi, düşük
yoğunluk, kimyasal yönden reaktif olmaması ve düşük aşındırıcılıktır. Bazı önemli
dolgu maddeleri
Kaolen :

Dolgu olarak kullanılan kaolen, kaolinitten oluşur. Kırılma indisinin düşük olması
dışında son derece uygun bir dolgudur. Gazete, kitap ve baskı kağıtlarında bol
miktarda kullanılır. Suda yakınmış kaolen ince boyutlu olduğundan daha iyi sonuç
verir. Beyazlığı yeterli olmasa da kağıda düzgün bir yüzey verir.Titanyum


Dioksit :

Kırılma indisi yüksek olduğundan yüksek opaklık sağlar. Özellikle ince kağıtların
şeffaflığını gidermeye çok uygundur. Ayrıca yüksek beyazlık artırma özelliği de
vardır.

Kalsiyum Karbonat :

CaCO3'ın en önemli özelliği yüksek parlaklığıdır. Ayrıca yağ emme yeteneği
sayesinde matbaa mürekkeplerinin hızlı kurumasını sağlar. Sigara kağıdında yanmayı
düzenlemek için % 35-40 oranında kullanılır.

Kalsiyum Silikat :

Baskı kağıtlarının parlaklık ve opaklığını artırmak için kullanılır. Lifler tarafından
doğal olarak tutulduğundan tutunması için yardımcı maddeye gerek duymaz. Üstelik
diğer maddelerin tutunmasına da yardımcı olur.

Talk :

Kağıda sabunumsu bir yağlılık ve tatlı bir dokunma hissi verir, içindeki kalsiyum
miktarı değişik oranda olup, kağıt formasyonunu düzeltir.

Baryum Sülfat (Blanc Flxe) :

Kırılma indisi düşük olmakla birlikte yüksek parlaklığı için kullanılmaktadır.

Çinko Sülfür :

Yüksek beyazlık ve opaklık sağlar, şap ile reaksiyona girdiğinden her amaç için
uygun değildir. pH 5'in altında ise ve sistemde bakır bulunduğu zaman kararma
oluşturabilir. En büyük sakıncası aşındırıcı olmasıdır.

2) Yapıştırma maddeleri Birçok kağıt ve kartonun en önemli özelliği su, mürekkep,
meyve suyu, katı yağlar gibi maddelerin nüfuzuna karşı dayanıklı olmalarıdır. Su
geçirmezlik, kağıdın yüzeyinin ıslanmasına rağmen suyun içeriye nüfuzunun
geciktirilmesi özelliğidir. Yapıştırma maddeleri su ile kağıt arasındaki temas açısını
büyültürler. Ayrıca kağıtların su ve mürekkep gibi sıvılara karşı dayanıklı olabilmeleri
için yapıştırılmaları gerekir.

Yapıştırma için kullanılan iki yol vardır :

İç yapıştırma, yüzeysel yapıştırma. İç yapıştırmada lifler süspansiyon halinde iken
içerisine önce sabunlaştırılmış kolofan katılır ve karıştırılır, daha sonra şap katılarak
kolofanın lifler üzerine çökelmesi sağlanır. Bu işlem sırasında pH 4.5'e ayarlanır.
Böylece, kağıt ya da karton sıvılara karşı hidrofobik bir özellik kazanır ve mürekkebi
dağıtmaz. İç yapıştırmada kullanılan belli başlı yapıştırma maddeleri şunlardır:

-Kolofan : Çam ağaçlarından elde edilen bir yan üründür.
-Mumlar : Parafin ve naften gibi petrol ürünleridir.
-Stearatlar : Sodyum ve potasyum stearatlardır.
-Asfalt emülsiyonlar : Ham petrolden elde edilen yüksek moleküllü aromatik ve
naftenik maddelerdir.
-Alkil keten dimer gibi bazı yapay maddeler. Yüzeysel yapıştırma ise kağıt
yapıldıktan sonra özel makine ve kaplarda kağıda nişasta, tutkal, bazı bitkisel
ekstraktlar ile polimerler sürülerek yapılır ve kağıt yeniden kurutulur. Böylece
yüzeyde oluşan tabaka, kağıdı sıvılara karşı dayanıklı kılar. Form, kraft, sargılık,
duvar, kuşe kağıt taşıyıcı tabakası, lamine kartonlar v.s. de iç yapıştırma, çizim, yazı,
grafik, ofset baskı ve vernikli kağıtlarda ise yüzeysel ve iç yapıştırma birlikte
uygulanır.
3) Boyar maddeler Kağıdın insan gözüne hitap eden ve dikkat çeken özelliklerinden
biri de rengidir. Renk kağıdın çekiciliğini artırır, dolayısıyla içindeki maddenin veya
kağıdın daha kolay satılmasını sağlar. Bir boyar madde diğer bir maddeye renk veren
maddedir. Pigmentler ise çözünmeyen boyar maddeler olup kendi renklerini kağıda
aktarırlar. Uygulamada kağıdın boyanması % 80 süspansiyona katılma şeklinde
yapılır. Boyar maddeler % 90 dövücülerde, size preste ve kalenderlerde veya kuşe
kağıt yapımı sırasında kullanılır. Boyar maddelerden istenen özellikler; ışığa karşı
solmazlık, suya karşı solmazlık, asit ve alkalilere karşı solmazlıktır. Duvar kağıdı örtü
ve kaplık kağıtlarında ışığa karşı solmazlık önemli bir özelliktir, ancak, kullanılan
kağıt hamuru da ışığa karşı dayanıklı olmalıdır. Genel olarak doğal pigmentlerin
solmazlığı, suya, ışığa, asit ve alkalilere karşı dayanıklılığı iyidir. Bazı kağıtlar asit ve


alkali ile temasa geçince derhal renk değiştirirler. Örneğin Benzopurpurin ve Kongo
kırmızısı asit damlatılınca koyu mavi siyaha dönüşür.

Boyar maddeler özelliklerine göre aşağıdaki gruplara ayrılırlar :

1) Suda çözünen boyar maddeler

a) Asit boyalar :

Asit boyaların parlaklığı bazik boyalardan düşüktür ve bazıları ışığa karşı çok
dayanıklıdır. Örneğin; Konolin sarısı, Oranj , Krosein, Antrakinon ve Nigrosin.

b) Bazik boyalar :

Bazik boyaların renk verme yeteneği yüksek olup kullanımı ekonomiktir. Bu nedenle
ucuz kağıtların boyanmasında geniş ölçüde kullanılır. Parlaklıkları çok yüksek, fakat
ışığa dayanmaları zayıftır. Çeşitli renk ve tonları bulunmaktadır. Örneğin; Auramin,
Bazik kahverengi, Chrisoidin, Safranin, Rhodamin, Kristal mor, Metilen mavisi,
Victoria mavisi ve yeşili gibi.

c) Direkt boyalar :

Direkt boyaların boyama gücü bazik boyalardan azdır, ışığa dayanıklı asit ve bazik
boyalardan daha iyidir. Renkler genellikle sönüktür. Ancak pH 5.5'te parlaklıkları
artar.
Direkt boyalar geniş ölçüde kurutma kağıdı, emici kağıtlar, temizlik kağıtları ve ince
kağıtların boyanmasında kullanılmaktadır. Örneğin; Chrysophenine, Orange VVS,
Scarlet 4BS, Purpurine, Gök mavisi, Direkt yeşil-siyah-kahverengi ve Kağıt beyazı
gibi.

Optik beyazlatıcılar Kağıda katıldıklarında morötesi ışınları absorbe ederler ve
görünen ışık halinde tekrar yayarlar, böylece kağıt göze daha beyaz görünür. Optik
beyazlatıcılar bazen sıvama sırasında da kullanılır. Aynı zamanda optik beyazlatıcı
çözeltisi kalenderleme sırasında da kullanılabilir. Bu durumda aljinat, nişasta gibi
maddeler boyayı kağıt yüzeyine tespit için kullanılabilir.

3) Suda çözünmeyen pigmentler

a) Doğal yer pigmentleri :

Doğal rezervler halinde bulunurlar, işlenmeleri öğütme, eleme ve ayırma ile mekanik
yoldan yapılır. Bunlar; Ferrik oksit, kırmızı hematit, hidratlanmış ferrik oksit, yanmış
ferrik oksit ve kahverengi manganez silikatlardır. Kağıdın sağlamlığını
azalttıklarından içlerindeki aşındırıcı tanecikler yönünden teste tabi tutulmalıdırlar.
Renk tonlarının farklılığı hidrasyon derecesine ve yabancı maddelerin varlığına
bağlıdır. Işığa karşı, oksitleyici maddelere, asit ve alkalilere karşı dayanıklıdırlar.

b) Yapay pigmentler :

Bunlar, organik ve anorganik olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kağıt endüstrisinde
kullanılan yapay anorganik pigmentler başlıca anorganik bileşiklerin metal
tuzlarıdır.En önemlileri; Krom sarısı, Kurşun kromat, Kadmiyum sarısı, Prusya mavisi,
Ultramarin, Prusya mavisidir. Işığa, aside ve klora karşı dayanıklı, fakat alkaliye
duyarlıdırlar. Yalnız Ultramarin parlak mavi renkli bir pigment olup kaolen, kükürt,
sodyum sülfat, sodyum karbonat, silis ve kalsinasyonu ile elde edilmektedir. Işığa,
alkaliye ve klora karşı dayanıklı aside karşı duyarlıdır.

c) Kükürt boyalar :

Kullanılmadan önce sodyum sülfür ile suda çözünür hale getirilirler. Kağıdın
kahverengi ve siyah renge boyanması amacıyla özellikle tekstil endüstrisinde
kullanılırlar.

d) Karbon siyahı :

Saf karbon olup yapay pigment olarak kabul edilir. Gaz haldeki hidrokarbonlar belirli
miktardaki hava ile yakılarak siyah karbon kısmı çelik bir kanalda toplanır. Geniş
ölçüde matbaa mürekkeplerinde ve dövücülere katılarak kullanılırlar. Işığa, asitlere
ve alkalilere karşı dayanıklıdırlar.


4) Kuşe kağıt yapımında kullanılan maddeler: Kağıdın yüzeyinin mineral madde ve
yapıştırıcılardan ibaret bir sıva ile kaplanması işlemine kağıdın sıvanması veya kuşe
kağıt yapımı denir. Kağıt üretiminde dolgu maddesi olarak kullanılan; kaolen,
kalsiyum karbonat, titanyum dioksit, baryum sülfat ve blanc satin kuşe kağıt
yapımında kullanılan yardımcı sıvama maddeleridir. Bu maddeler kuşe kağıt
yapımında yüzey dolgu maddesi işlevi görürler. Kağıdın baskı özelliğini iyileştirmede
genellikle iki yöntem uygulanır. Bunlardan birincisi kağıdın yapımı sırasında lif
süspansiyonuna % 18-15 oranında dolgu maddesi karıştırdıktan sonra kağıdı süper
kalenderden geçirmektir. Böylece, çapları küçük olan dolgu maddeleri kağıdın
yüzeyini düzenler ve baskı özelliğini iyileştirir. İkinci yol ise, kağıdın yüzeyine
sonrada düzenli bir hal vermektir. Bu işlem aynen duvar sıvacılarının yaptığı gibi
kağıt yüzeyindeki düzensizlikleri sıvama yoluyla düzeltmektir.

Sıvanmış bir kağıt iki kısımdan oluşur :

a) Taşıyıcı tabaka Bu tabaka, kuşelenmiş kağıdın hacim ve ağırlıkça en önemli
kısmını oluşturduğundan kalitesi önemlidir. Taşıyıcı tabaka bazı özelliklere sahip
olmalıdır. Bu özellikler üç grupta toplanabilir:

1- Sıvanmış kağıt baskıya verileceğinden sağlam olmalıdır. Sıva tabakası kendi içinde
bağ oluşturmadığından taşıyıcının sağlamlığını azaltır. Kağıttan istenen sağlamlık ise
kullanış yerine göre belirlenir. Eğer bobin hızı yüksek bir baskı uygulanacaksa
yüzeyde dikine kopma kuvveti zayıf olabilir, Eğer forma şeklinde ofset baskı
yapılacaksa yüzeysel soyulma, kopma uzunluğu ve patlama direnci iyi olan bir kağıt
kullanılmalıdır.

2- Kağıdın, yüzey özellikleri geçirgenlik, gözeneklerin çapı ve sayısı, yüzey
düzgünlüğü (düzgün yüzey daha az sıva tüketir) en önemli özeliklerdir. Ancak, nasıl
ki pürüzlü bir duvar daha iyi sıva tutar ve kaygan bir duvar tutmaz ise aynı durum
kağıt için de geçerlidir. Taşıyıcı tabaka sıvayı en iyi şekilde tutacak özelliklere sahip
olmalıdır. Kağıdın ıslanabilirliği de önemli bir özelliktir.

3- Bir taşıyıcı iyi yapılmış ve yüzeyi temiz olmalı, üzerinde kir ve lekeler
bulunmamalıdır. Bu kirler her ne kadar sıva ile kapatılırsa da taşıyıcıya iyi
bağlanmadığından sonradan baskı sırasında kavlayarak beyaz noktaların oluşmasına
neden olurlar. Elek ve keçe izi, mekanik hamur parçacıkları, lif demetleri, köpük
çukurlarının bulunması kuşe kağıdın baskı kalitesini kötü yönden etkiler. Ayrıca kağıt
içindeki lif dağılımı düzenli olmalı ve lif yığılmaları olmamalıdır.

Aksi halde sıvama düzensiz olduğu gibi baskı da düzensiz olacaktır.

b) Mineral tabaka Yapıştırıcı : Yapıştırıcının görevi dolgu maddesini taşıyıcı tabaka
üzerine tespit etmek ve mineral tabakanın kendi içinde bağlantısını sağlamaktır.

Dolgu maddesi :

Sıvanın ana maddesidir. Sıvamadaki amaç sıvanan nesneye beyazlık, düzgünlük
vermek veya renklendirmektir.Katkı maddeleri : Sıvanın düzenli sürülmesini
sağlayan, mikro organizmalara karşı koruyan ve rutubetlenmeyi önleyen
maddelerdir.

Sıvamanın kağıda sağladığı özellikler şunlardır :

1) Sıvama ile baskının kalitesi artar :

Gazete kağıdı üzerine yapılan baskılarda, baskının netlikten yoksun olması, gazete
kağıdı yüzeyinin mekanik hamur lifi demetleri ve kaba parçalar bulunmasından dolayı
düzensiz olmasından ileri gelmektedir. Bunun sonucu olarak liflerle mürekkep
arasında yeterli temas sağlanamamakta ve baskı sınırları belirgin olamamaktadır.
Oysa sıvanmış kağıtta baskı sınırlan çok daha net olmaktadır. Bu netlik ve baskının


düzenliliği özellikle fotoğrafların basılmasında daha çok önem taşır. Çünkü bir
fotoğraf nokta, kare ve benzeri izler tarafından oluşur. Dolayısıyla bu noktaların
netliği fotoğrafta tonların ve yarı tonların oluşmasını sağlayacak, fotoğrafın kalitesi
de ona göre olacaktır.

2) Sıvama baskıya kontrast özelliği verir :

Gerçek baskı, mürekkebi kağıdın üzerine istenen şekilde dağıtıp, kağıdın beyazlığı ile
mürekkebin siyahlığından yararlanarak kağıt ile basılmak istenen şekil arasında
görsel bir etki yaratmaktır. Yani bir kontrast oluşturmaktır. Sıvanmış kağıt kullanılan
pigmentlerden dolayı daha beyaz olduğundan, baskı sırasında koyu siyah renk elde
etmeye daha elverişlidir ve siyah mürekkep ile beyaz kağıt arasındaki kontrast daha
fazladır. Dolayısıyla normal kağıttan daha iyi bir baskı kalitesi verir.

3) Sıvama kağıda parlaklık kazandırır :

Eğer sıvanmış kağıt satinaja uğrarsa adi kağıttan daha parlak bir yüzey verir.
Parlaklık kağıda yüksek bir al beni kazandırmakla birlikte müşterinin dikkatini
üzerinde toplayarak ambalaj ettiği malların satışını arttırmaktadır. Kurutma ve
Kalenderleme Elek ve preslerde suyunun büyük bir kısmını kaybeden sayfa keçeler
üzerinde kurutma silindirlerine girer. Kurutma silindirleri içindeki sıcak buhar
silindirleri ısıtır. Isınmış silindirler arasından geçen sayfa kademe kademe
bünyesindeki suyu atmış olur. Kurutma silindirlerinden kalenderleme silindirlerine
giden safiha %90-95 kurur. Kurutma partisinden çıkan kağıdın yüzeylerinde bazı
düzensizlikler vardır ve bu düzensizlikler baskı, yazı ve ambalaj gibi kullanım
amaçlan için sakıncalıdır. Kalenderleme kağıdın yüzeyini düzgünleştiren bir işlemdir.
Kağıt kuruduktan sonra, basınç altında ağır metal silindirler arasından geçirilerek
kalenderlenir. Bazı Kağıtlarda fazla yüzey düzgünlüğü gerekmediğinden makine
üzerinde kalenderlenirler. Bazı Kağıtlar ise iki silindirli kalenderlerden geçirilirler,
buna "breaker stack" denir. Henüz nem oranı yüksek olan kağıdın kalenderlenmesi
daha düzgün yüzey sağlar. Kalenderleme sonucu kağıdın yoğunluğu önemli ölçüde
artar. Ayrıca patlama direnci ve yüzey düzgünlüğü de artar. Diğerlerine göre daha
fazla yüzey düzgünlüğü sağlayan fırça kalenderlemesinde fırçanın kılları, yüksek
hızda, kuşelenmiş kağıt yüzeyinde kayarak, ısınma ve plastik deformasyon sağlar.
Sonuçta, hacimlilik pek azalmadan yüzey düzgünlüğü sağlanır. Kağıt, bütün bu
işlemlerden geçtikten sonra bobin halinde satılacaksa, makineden çıkınca bobin
ünitesine girer ve burada istenilen genişlikte kesildikten sonra bobin haline getirilir.
Cilalama, kâğıdı sayfalar haline getirme veya bobine sarma işlemlerinin hepsine
birden " Apret " denir.